Ümmed-i Muhammed
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?" Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi. Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci günü öğretmenine sordu: - "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?" - "Olur mu evladım?", dedi öğretmen. "Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu?" - "Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum.."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş: - "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?" Temel: - "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş: - "Oğlum Kadeş savaşını kim yaptı?" Çocuk hemen yanıtlamış: - "Hocam vallahi billahi ben yapmadım." Hoca çıldıracak... sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış: - "Hocahanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım..." - "Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar, hem yaparlar hem de yapmadım derler..." Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu müdür beyin odasında almış. - "Müdür bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim." Müdür: - "Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş savaşını kimin yaptığını sorarız..." Tarih öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve müdürden bir hafta izin almış. Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı: "Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş savaşı yapılamayacaktır. Bilginize..."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlanır: - "Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?" - "Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!" Annesi oğlunu yatıştırmaya çalışır: - "Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?" - "Olur anneciğim, barışırız." Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu: - "Yine ne oldu?" - "Arkadaşım yaptı; daha çok pasta, çörek istiyor!"
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ali okula yazılacakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şoförüne gelmiş. Servis şoförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şoför hiç oralı olmamış içinden, "ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki?" demiş... Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şoförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değil mi?" demiş. Şoför: - "Evet yavrum, şimdi geç yerine otur" demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa olsaydı ben buzağı olurdum değil mi?" demiş. Şoför biraz sinirli: - "Evet, şimdi git yerine otur", demiş. Biraz sonra Ali yine şoförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şoför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım" demiş ve ardından "senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım?" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş: - "ŞOFÖR".
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkçe dersinde öğretmen sordu: - "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?" - "Geçmiş zaman öğretmenim."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öğretmen sormuş: - "Hangi ayda yirmi sekiz gün var?" Soner cevap vermiş: - "Hepsinde hocam."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde geldi. - "Okulda ne yaptınız?" - "Patlayıcı madde imal ettik." - "Peki yarin ne yapacaksınız okulda?" - "Hangi okulda?"
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öğretmen sormuş: - "Söyle bakalım, iki yüzlü kime denir?" Zeynep: - "Okula gülerek gelen öğrenciye."
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Öğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş: - "Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?" Önce David cevap vermiş: - "Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım." Ardından Mike cevaplamış: - "Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım." En son Küçük Joe yanıtlamış: - "Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!"
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------