1945 yılında Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait 5 bombardıman uçağı, bir keşif uçuşu için pistte son hazırlıklarını yaparlar. Saptanan rota; ilk olarak doğuya 120 mil, sonra kuzeye 7o mil ve sonra da üsse geri dönüştür. Uçuş iki saate planlıdır. Kalkıştan yaklaşık olarak 1,5 saat kadar sonra uçuş sorumlusu Taylor'un yakalanan telsiz konuşmasında; uçakların rotadan saptıkları, pusulaların devre dışı kaldığı öğrenilir. Son çare olarak kör uçuşla üsse dönmeye çalışacaklarını belirten Taylor'dan bağlantının kesilmesinden dolayı başka bir bilgi almak mümkün olmaz.
Uçuş kulesinin yardım çabaları sonuç vermemiştir. Yakıtın 6 saatlik bir uçuş için yeterli olduğu düşünüldüğünde, saat 19:00 sularında umutlar yitirilir.
Sahil Koruma Örgütü, söz konusu boylamda bulunan tüm gemileri alarm durumuna geçirir. Arama gemileriyle birlikte " Training 32" ve " Training 49 " adlı iki deniz uçağı da harekete geçer. "Training 49" un kalkıştan 1 saat sonra durumunu bildirmesi gerekir. Ancak mürettebattan hiç bir yaşam belirtisi yoktur. Saat 21:oo'de Ortak Operasyon Merkezi'nden bir haber gelir: "45 deniz mili uzakta kuvvetli bir patlama saptanmıştır." 19:50'de olan bu patlama ve yer, "Training 49" adlı deniz uçağının bulunması gereken yerle çakışmaktadır.
Büyük alarm durumuna geçilir. Gece boyunca arama çalışmaları sürer. 300 uçak ve 21 gemi arama çalışmalarına devam eder, ancak herhangi bir ize rastlanmaz. Bu yoğun çabalar, olayı açıklamaya yeterli olmaz. Kaza olasılığı üzerinde durmayı gerektirecek kanıtlar da bulunamaz.
Böylece ortaya çıkan boşluk, özellikle amatör telsizcilerin spekülasyonlarına yol açar. Uçaklararası konuşmalarda esrarengiz uçan cisimlerin varlığından söz edildiği bile gündeme gelir.
* 1960'lı yıllarda Vincent H. Gaddis'in bir dergide yer alan iki makalesi ve 61' de çıkan "Invisible Horizons" adlı kitabı BERMUDA ÜÇGENİ'nin dünya kamuoyunda yankılar yaratmasını sağlar. Kitapta sözü edilen bölge, Bermuda adaları, Florida'nın Güneş ucu ve bir Karayip adası olan Puerto Rico'nun arasında kalan bölgedir.
Üçgenin özelliği, 5 bombardıman uçağı ve 1 deniz uçağının yanı sıra açıklanamamış, bir dizi uçak ve gemi kazalarına sahne olmasıdır.
Bermuda Üçgeni'nin güncellik kazanmasıyla birlikte, bilim adamları, gazeteciler olaydaki gizem perdesinin kaldırılması için çalışmalara başlarlar. Arşivler karıştırılır, ayrıntılar toplanır, tanık ifadeleri gözden geçirilir. Böylece olay gerçekçilikten uzak bir boyut kazanır.
* 1974'te Charles Berlitz'in "Bermuda Şeytan Üçgeni- Evrene açılan bir pencere mi?" adlı kitabı 18 ayda 5 milyon satarak satış rekoru kırar. 20 dile çevrilen kitapta Berlitz, olayları bilimsel bakış açısından uzak değerlendirir. İnsan ötesi güçlerin ve mitolojinin yardımıyla yorumlamaya çalışır. Okuyucunun hayal gücünü zorlayarak, dikkatleri olağanüstü güçlere ve bilinmeyen uçan cisimlere çeker. Spekülasyonlar, Tanrısal güçlere, batık şehirlere ve hatta Mayalara kadar ulaşır. 1 yıl kadar sonra Berlitz'e bir rakip çıkar.
* David Kusche, "Bermuda Üçgeni'nin gizemi çözüldü." adlı kitabıyla Berlitz'den tümüyle ayrı sonuçlar elde eder. Kusche, Bermuda olayının olağanüstü bir yönünün olmadığını 50 örnekle kanıtlamaya çalışır. Berlitz'in verdiği örnekler, Deniz kuvvetleri arşivleri ve sigorta belgelerinin incelenmesiyle gizemlerini büyük ölçüde kaybeder. Ancak Kusche'de birçok gemi ve uçağın kayboluş nedenini açıklayamaz ve yorumu büyük ölçüde okuyucuya bırakır. Bermuda Üçgeni ile ilgili kayıtlar yeni dünyanın keşfedildiği tarihlere kadar uzanır. * Kristof Kolomb, Karayip Denizi'nden Avrupa'ya dönerken, pusula ibresinin bu bölgede Kuzey yıldızını göstermeyip, büyük ölçüde saptığını seyir defterine işler.
* Fransız deniz araştırıcısı Cousteau bir raporunda, güvenilir deniz haritalarının bulunmadığı bu bölgede seyretmenin, oldukça riskli olduğunu vurgular. Karayip'teki araştırmaları sırasında Causteau, 5 mt. ye varan kalınlıktaki bir mercan blokunun altında 300 yıl önce batmış olan bir İspanyol gemisinin kalıntısını bulur.
(Bugün, Karayip Bölgesi'nde güçlü yer hareketlerinin ve jeolojik kuvvetlerin varlığı bilinmektedir. Uçak ve gemi enkazlarının bulunamaması ise şöyle açıklanır: Burada Atlantik Denizi'nin ekvarotal akıntıları devreye girmektedir. Meksika Körfezi'nde sıcak akımlar nedeniyle enerjiyle yüklenen su kütleleri, Golfstrim olarak Küba ve Florida'nın arasından Atlantik'e dökülmektedir. Böylesine güçlü bir akıntının, enkazı, olay yerinden yüzlerce km. uzağa taşıması doğaldır. Deniz tabanında meydana gelen hareketlerle Bahama ve Florida arasında kum tepeleri ve uçurumlar ortaya çıkmaktadır. ve ilginç bir şekilde yer değiştirmektedirler. Akıntılar nedeniyle umulmadık yerlerde umulmadık enkazlar ortaya çıkmakta ve çoğu kez define avcılarının zengin olmalarına yol açmaktadır. )
* Bermuda Üçgeni sadece define arayıcıları tarafından gözaltında tutulmakla kalmaz. Dünyanın başka hiçbir bölgesi bu denli yoğun kontrol altında tutulmamıştır. Amerikalıları bu bölgede tedirgin eden, belki hayal gücü geniş ilgililerin sandığı gibi dış dünya güçleridir. Veya bilinmeyen uçan cisimlerdir. Veyahutta Küba'daki, Ruslara ait roket rampalarıdır. Böylece bu tedirginlikte bir üçgene benzetilebilir.